Şifa kaynağı Ihlamur
Latince adı
‘Tilia Cordata’ olan Ihlamur, ıhlamurgiller familyasındandır. Anavatanı Kuzey
Yarımküre’dir. Hemen her bölgemizde rahatlıkla yetiştirilebilen ıhlamur ağacı
sarımsı renkte ve özel bir kokuya sahip olup uzun ömürlü bir bitkidir. Haziran
ve temmuz aylarında sarımsı renkte ve karakteristik kokuya sahip çiçekler açar
nezleden gribe ıhlamur çiçeği çayı adeta her derde deva bir doktor gibidir.
Geçmişten
günümüze tarihte de özel bir yeri olan ıhlamur ağacını anlatan Herodot, bazı uygarlıkların
ıhlamur ağacını dini törenlerde kullandıklarını yazmaktadır. Yunan
mitolojisinde tanrılara onu ölümsüzleştirmesi için dil döken Philyra’nın bu
isteğinin karşılığı olarak uzun ömürlü ıhlamur ağacına dönüştürüldüğüne
inanılır. Eski Germenler ve Slavlar için ıhlamur ağacını kutsal sayar, çocuğu
dünyaya gelen herkes kader kısmet ağacı olarak mutlaka ıhlamur dikerdi.
Ihlamur
çiçeklerinin sağlık üzerine birçok etkisi bulunduğunu her fırsatta açıklayan
hekimler, bunların başında sinir sistemine etki ederek stres ve kaygıyı
azaltması ve rahatlama sağlaması geldiğini belirtiyor. Ayrıca Ihlamurun
terlemeyi arttırarak toksinlerin atılmasını da sağladığı, ateş düşürücü etkisi
de bilinmekte. Ihlamur çiçeği çayı, öksürüğe, gribe ve nezleye de iyi geliyor.
Migren ve boğaz ağrılarını hafifleten kokusu ile baş döndüren çiçek ıhlamur
ishal durumunda da rahatlıkla tüketilebilir.
Çiçekleri mis
gibi kokan, yaprakları tüylü bu güzel bitki, C vitamininden de oldukça
zengindir. Kış aylarının vazgeçilmezi
olan Ihlamur, ıhlamur ağaçlarından toplanıp kurutulmuş çiçeklerdir. Çay olarak
kullanılacak ürünün, çiçek sapına yapışık çiçek yaprağını taşımaması istenirdi.
Fakat ıhlamur,
çiçek yaprağı ile çiçeğin ayrılmasının güçlüğü ve bu esnada çiçeğin de zarar
görmesinden dolayı, artık çiçek yaprağı ile beraber kullanılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder